Emrah Serbes

"'Kovan yok mu?' diye sordu sarışın.
Çok kötü bir başlangıç. Daha ilk cümlede, hiç tanımadığın bir insana bir yoksunluğu hatırlatmak. Ancak kötü niyetli biri böyle yapar kızım. Cevap vermedim, ilgilenmez göründüm. Çünkü ben ilk bakışta aşka inanırım. İlk bakışta aşk şöyle bir şeydir, insanlar birbirlerine kovan yok mu diye sormazlar bir kere. Öyle bakarlar bir an, merhaba derler, isimlerini söylerler, bu arada taraflardan biri küçük bir espri patlatır, başlar ilişki. Ayrıca kovam var ama evde canım. Kovamın olduğunu ama evde bıraktığımı da açıklamak zorunda değilim.
'Beraber oynayalım mı?'
Kovasını salladı, küreğini gösterdi. Kötü niyetli biri olmadığını kanıtlamaya çalışıyordu. 'Tamam,' dedim, 'Bana uyar. Adın ne?'
'Sedef.'
'Soyad?'
'Kaşıkçı.'
'Benimki de Osman. Osman Korkmaz. Dayım, hacı ismi koydunuz çocuğa diyor. Babam kızıyor, çünkü rahmetli babasının, yani dedemin ismini koymuş bana.'
'Hacı ismi ne?'
'Hacca gitmeye müsait isme hacı ismi denir.'
'Deden hacı mıydı?'
'Yok. İsmi hacı ismi.'
'Dedenin ismi Hacı mıydı?'
'Yok, Osman. Ama ismi hacı. Her neyse...'"
(Erken Kaybedenler'den)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder